TARİHİ
Tavas merkez ve bağlı yerleşim yerleri adlarının kaynağı konusunda çeşitli rivayetler mevcuttur. Evliya Çelebi´ nin ilçeye geldiği, seyahat namasinin 9. cildindeki´´Menteşe Sancağı´nı´´ iyice dolaşıp temaşa ettim.Osmanlı ülkesinde böyle verimli sancak yoktur. Kazaları mamur, köyleri sıktır. Kazaları şunlardır: Evvala taht kavgası Muğla,Ula,yereksiyi,Gereme,Karaova,Çıravala,Yenikarabağlar,Milas, Mandalyat,Mazin, Bozöyük,Müsevli,´´DAVAZ´´, Geremez,üzümlü, Avredos,Döver,Eşen,Mekri, Purnaz... şeklindeki ifadelerinden anlaşılmaktadır.
İlçenin ilk adı´´YARENGÜME´´dir. Selçuklular döneminde yöreye gelen ilk türk boyları bu yerin ormanlık ve avlanmaya elverişli olmasından birbirlerini seven ve sayan arkadaşların avlandıkları yer anlamına gelen ´´YARENGÜME´´ adını vermişlerdir. Yaren sözcüğü Türkçemizde arkadaş, dost ve can yoldaşı, güme sözcüğü de avcılar tarafındna keklik, ördek gibi kuşların avlanması için tertiplenen tuzak yeri anlamındadır. İlçe kurulmadan evvel yerinin çok ağaçlık sulak olduğu ve bol miktarda av hayvanının bulunduğu rivayet edilmektedir. İlçe olmadan evvel idari merkezi şimdiki Hırka köyüdür. Hırka halkı veya diğer yerleşim birimlerindeki halk ve avcıları ´´Haydi yarenler Güme Avına Gidelim´´ diye gelip bu bölgede avlanırlarmış.Daha sonraları yerleşime açılmasıyla bu adla anılmıştır. Tavas (DAVAZ) adının verilmesiyle ilgili olarak çeşitli rivayetler vardır. Evliya Çelebi´ye göre Menteşe bey oğullarından Mirza bey ferhederken Kale´de adem az buyurmuşlar. Bu sözden galat olarak Türkler arasında Davaz olmuştur. Türklerin (Oğuzların) Orta Asya´dan göçleri sırsında Horasa´nın Toy kasabasından gelenler Tavas´ın bugünkü horasanlı köyüne (Merkepli köy) yerleşmişlerdir. Bunlara Tos´dan geldikleri için Toslular denilmiştir. Toslular deyimi zaman içinde ses değişimine uğrayarak Tavaslılar şekline dönüştüğü Tavas isminin ikinci varsayımıdır. Diğer bir söylentiye göre Romalılar zamanında Kale´de kurulan ´´Tubea´´ (Tebae) krallığının ´´Devuyas´´(Dövünyas´´ adındaki kralın ismine atfen bu yöreye bu ad verilmiştir. Zaman içerisinde ve yöresel şive özellikleriyle bu sözcük sonraları Davaz şeklinde söylenir olmuştur. Ancak ´´Z´´ sesinin türeme hadisesi anlaşılamamaktadır. ´´Tavas´´ adının ´´Tav=Dağ,Tepe) kelimesi ile ilgisi olduğu düşünülebilir. 19. yüzyıl sonlarındaki Aydın vilayeti salnamelerinden çıkan neticeye göre kazanın adının ´´Taba´´ veya ´´Tabac´´ dan gelmesi ihtimali üzerinde durulur.Aynı salnamelerde Tavas kaza adı olarak zikredilirken kaza merkezi olarak ´´Yarengüme´´ denilir. Yine 20.yüzyıl başlarında salname_i vilayeti Aydın´da Tavas namıdiğer Yarengüme´nin eski isminin ´´Taba´´ olduğu rivayeti mevcuttur. Bir rivayete görede büyük İskender Asya seferine çıktığında bugünkü yerleşim merkezinde mola vermiş, bu mola sırasında askerler arasında meçhul bir sari hastalık türemiş ve pek çok ordu mensubu ölmüş. Bunun üzerine İskender askerlerini acale toplamış ve buraları göstererek kendi dillerinde lanet olsun manasına gelen ´´Tavas´´ diyerek hızla bu bölgeden ayrılmış.Ayrıca Tavas isminin Anadolu´da başka bazı yerleşim birimlerinde de tarih içinde kullanıldığı görülmektedir. Solakzade tarihinde sultan 1.Murat´ın Rumeli fetihlerinden bahsedilirken Niğbolu ve Tavas´lı şehirlerinin fethinden bahsedilmektedir. Yine Bozok,Maraş,Malatya sancakları hususunda bilgiler verilirken ´Davas,Davaslı cemati´´ nden bahsedildiği görülmektedir. Ayrıca Saruhan ve menteşe sancaklarına bağlı ´´Tavas, Tavaslı´´ cemaatinden bahsedilmektedir.
COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ
Denizli´nin güney batısına düşen Tavas, denizden yüksekliği 950 metre olan şirin bir ilçedir.1691 km kare yüzölçümündedir.1997 nüfus sayımına göre, nüfusu 12.949, 2000 nüfus sayımına göre ise de 65.136.000 dir.Kasaba ve köyleriyle beraber nüfusu 62,981 dir. 10 kasaba ve otuzaltı köyü vardır.Tavas´ı doğudan Acıpayam,batıdan Aydın Karacasu,güneyden Kale,kuzey batıdan Babadağ ilçeleriyle kuzeyden Denizli ili çevrelemektedir.
İlçe yüzey şekilleri bakımından etrafı dağlarla çevrili düz bir ova görünümündedir.Esasında Tavas ovası 950 rakımlı bir yayladır.Tavas ovası mezoik kalkerden olup 2. Zaman oluşumu karekterindedir. Bu ova 30.000 hektardır. Kuzeyde Babadağ, Güneyde Bozdağ, Doğuda (Kızılhisar)Serinhisar dağları, batıda Kale ilçesiyle çevrilmiştir. Bu ovanın Bozdağ eteklerinde bulunan bölümüne Barza ovası denir. İlçemizdeki önemli dağlar şunlardır.Çıplak dağı,ilçe merkezinin doğu bitişiğindedir.Büyük baba ve kara baba dağları Yahşiler ve Seki köylerinin tam kuzeyindedir.Büyük Baba Aydın Karacasu tarafına bakan gökbel´in kuzey doğusundaki en yüksek zirvedir.Bu zirvenin tepesi 20.000 metre karelik düz bir alan olup Baba türbesininde burada olduğu rivayet edilmektedir.Karababa dağı,Karahisar kasabası Yağlılar mahallesinin tam kuzeyinde en yüksek zirvedir.Bu zirvede yazları kar eksik olmaz.Bu zirvenin doğusunda Karacaoluk,batısında Dolayoluk,güneyinde Çağlak su kaynakları vardır. Kızılhisar dağı,Sarabat köyü ile Serinhisar ilçesi arasındaki dağdır. Tınaz dağı,Pınarlar kasabası ile Ovacık köyü arasındaki dağdır.Dede dağı Solmaz ile baharlar köyleri arasında bir dağ olup adını dede türbesinden almıştır. Bozdağ, Balkıca ve Derinkuyu köylerinin doğusundaki dağdır. Zirvelerinde sedir ormanları vardır.Acıpayam ilçesinin Gireniz vadisi ile Tavas´ın Barza ovası arasında bulunur. Tavas-Acıpayam ilçe sınırını oluşturur. Yüksekliği 2.241 metredir. Avdan dağı Kayapınar ve Denizoluk köyleri yakınındadır.
İlçenin 3 önemli ovası vardır.Bunlar Tavas,Barza ve Sarıova larıdır. Tavas ovası; Tavas merkez Kızılcabölük,Karahisar,Çalıköy ,Sofular,Ebecik,Altınova,Çiftlik,Hırka,Solmaz,Medet,Garib-köy,Pınarlar gibi köy ve kasabaların yerleşim merkezidir. Barza ovası; Konak,Bahçe,Yorga,Balkıca,Horasanlı gibi köy ve kasabaların yerleşim alanıdır.Sarıova ise;Sarabat ve Tekke köyleri ile Kazık beli yakınındaki yüksek bir yayladır.
Aydoğdu sınırları içinde Yoran yaylası,Karahisar kasabasının kuzey batısında ormanlık ve sulak,otlak halindeki Asar yaylası yörenin en önemli yaylalarıdır.
Tavas yöresinin akarsu ve gölleri ise şunlardır. Solmaz çayı,Solmaz köyünün doğusunda Dede dağının tabanından çıkan kaynak su ile çevredeki küçük su kaynaklarını alarak Medet köyünün batısında Yarbaşı mevkiinde Medet çayı ile birleşir.Medet çayı, Medet köyü çevresindeki su kaynaklarını alarak Solmaz çayına karışır ve çiftlik çayını oluşturur.Kırpınar çayı,Karahisar kasabasının güneyindeki kaynayan Kırkpınar suları ile dogusundan gelen çiftlik çayını alarak oluşur. Dümbelek çayı,karahisar kasabası Asar yaylasından gelen sular ile Yağlılar mahallesinden çıkan İncilipınar kaynağını alarak Karahisarın batısında Dümbelek çayı adını alır. Yenidere çayı,Kırpınar çayı ile Dümbelek çayının Yahşiler köyü Sakarca mahallesinde birbirine karışmasından oluşur.Bu çay Sofular,Ebecik köylerinin batısından,Yahşiler köyünün güneyinden,Avdan köyünün doğusundan Kale sınırları sınırındaki İnceğiz köyü yakınlarında Eskere yöresinden gelen Akçaya karışarak Kemer barajını besler.
Kızılca gölü,ilçemizde doğal olaral Kızılca kasabasında Kızılca gölü vardır.Temmuz ve Ağustos aylarında suyu çekilir. Aydoğdu göleti Yoran yaylasındaki su kaynaklarını bir arada toplayan toprak-kaya dolgu sulama göletidir.
İklim ve bitki örtüsü bakımından ilçemizin özel bir konumu vardır.İklim bakımından 3 bölge iklimi kendini gösterir.Zaman olur iç Anadolu iklimi tesirinde kalarak yazları kurak ve sıcak,kışları soğuk ve ılıktır.Yağışlar daha çok ilkbahar aylarında olur. Dağları genellikle fundalık ve makidir.Bozdağ´da sedir ormanı vardır.Yer yer dağların çoğunda gür ormanlar bol su kaynakları hayvanlar için zengin otlaklar ve büyük düzlükler halindeki yaylalar geçitlerle birbirine bağlıdır.
Tavas ilçesinin iklim durumu doğal olarak bitki örtüsüne ve ürünlerine etki eder.İlçe topraklarının çoğunluğu işlenebilir durumdadır.Buna göre ürünlerin başında buğday,arpa ,nohut ve tütün gelmektedir.
KÜLTÜRÜ
Aile Yapısı : Tavas'ta (bilhassa köylerinde) büyük baba, ebe(babaanne), baba, gelin ve torunlardan oluşan ataerkil, birleşik aile düzeni vardır. Gelinler evde babası ve eşi dışındaki erkeklere "ağa" der, kız varsa "bılla" denir. Çocuklar büyük amcalarına "büyükbaba", hanımına da koca ana derler. Yaşça babadan küçük olanlara amca ve hanımlarına yenge denir. Amca veya dayı çocukları birbirlerine "aga, aba" diye, küçüklere ise isimleri ile hitap ederler. (Amca oğlu, amca kızı, dayı oğlu, dayı kızı, hala oğlu, hala kızı, teyze oğlu, teyze kızı şeklinde çağrılır.) Anne ve babanın amca veya dayısına çocuklar dede, onların hanımlarına da ebe derler.
Günümüzde artık bu aile yapısının köylerde de dağılmaya başladığı gözlenen bir husustur. Bu tip ailelerde eğer varsa dede, yoksa en yaşlı erkek üyedir ve dede sağ olduğu müddetçe erkek çocuklar evlenseler bile izinsiz ayrılamazlar, birlikte yaşarlar. Aksi halde ayıplanırlar. Gelinler kocalarının annelerine ana, babalarına baba diye hitap ederler. Genel konuşmalarda kaynana ve kaynata derler. Kocanın erkek kardeşine kayın denir. Damat ise eşinin anne ve babasına daha önce nasıl hitap ediyorsa, onu devam ettirir. Genel konuşmada ise kaynana ve kayın baba diye söz eder. Kız çocukları evlenip çoluk çocuğa karışsalar da baba ocağındaki yerlerini korurlar. Babaları ölse de evin en büyük erkeği kimse ona aynı şekilde saygıyı devam ettirirler. Cumhuriyet dönemine kadar, iki evlilik yaygın olmasına rağmen, sonraları git gide yok olmuştur.
Akraba ve Komşu İlişkileri : Ataerkil aile yapısına bağlı olarak akrabalık ilişkileri oldukça sıkıdır. Dede, ebe, baba, ana, aga, aba, bılla, yenge, dayı, hala, teyze, amca, görümce akrabalık zincirinin halkalarıdır. Bilhassa köylerinde kan bağı dışında oluşturulan, bazı dostluklar vardır ki bunlar da büyük önem taşır.
- a) Süt Kardeşliği(Emişmek) : Çocuklar anne sütü ile yetiştirilirler. Sütü yetersiz olan anneler, sütü yeterli olan bir anne ile anlaşarak çocuğunu emzirtir. Böylece bu çocukla, süt annesinin çocukları arasında ömür boyu sürecek kardeşlik bağı tesis edilmiş olur.
- b) Kardeşlik: Birbirleriyle iyi anlaşan, sevinç ve üzüntülerini paylaşan insanlar birbirlerini karşılıklı kardeş ilan ederler. Birbirlerine bundan sonra "kardeşlik" diye hitap ederler. Erkeklerin kendi aralarında, kadınların kendi aralarında oluşturduğu ve devamlı yardımlaşmayı gerektiren bu bağ ömür boyu sürer. Farklı köylerden kardeşlik tutma suretiyle oluşturulan bağlar daha güçlüdür.
- c) Yaren : Kadınlar aynı yılda doğmuş yaşıtlarıyla, daha iyi anlaştıkları için birbirleriyle arkadaş olurlar ve ona "yaren" denir, birbirlerine de " yarenim" diye hitap ederler.
- d) Irafık (refik) : Kız kaçırmada ,oğlana yardım eden arkadaşına ırafık denilir. Erkekler yaşıtları arasından iyi anlaştığı birini ırafık seçer, bu bağ ve ilişkileri ömür boyu devam eder.
- e) Tertip: Aynı dönem askere gidenlerin oluşturduğu bir arkadaşlık bağıdır.
- f) Asker arkadaşı: Askerliğini beraber yapmış erkekler arasında sonraları da devam eden bir dostluk bağıdır. Asker arkadaşları, bulundukları köy ve kasabalara gidilerek ziyaret edilir.
- g) Sağdıç : Damat ve geline evliliklerinde yardımcı olan ayrıca evlilik ve gerdek hakkında sır bilgileri veren kişilere denir. Sağdıç evli kadın veya evli erkekten olur ve yaşları da gelin ve damada nazaran çok az da olsa büyüktür.
Son yıllarda sağdıçlığın, esas fonksiyonundan uzaklaşıp, şekli bir hal almasından dolayı, bekarların da sağdıçlık yaptıkları görülmektedir. Bazı köylerinde çocuklar babalarının sağdıçlarına "gocu buba" diye adlandırmaktadırlar.
Bunlara ek olarak pamuk toplama gibi başka vilayetlere çalışmaya gidenlerin oluşturduğu küçük arkadaş gruplarından söz edilebilir. Bilhassa köylerde göçebe hayat ve çiftçiliğin sürekli yardımlaşma gerektirmesinden dolayı komşuluk ilişkileri oldukça güçlüdür. Adeta bütün köy birbirinin komşusu gibidir. Yaylak ve kışlaklarda, aynı yurtlara çadır kuran, günlük işlerinde dahi yardımlaşan, yiyeceklerini paylaşan ayrılmaz komşular vardır. Bir çok ev aletleri müşterek kullanılır, acil durumlarda eksiklikleri birbirlerinden tamamlarlar. Komşu evi ikinci bir ev gibi görülmektedir. Günümüzde bu komşuluk ilişkilerinin git gide geçmişe oranla zayıfladığı görülmektedir.
Misafirperverlik en önemli özelliklerinden biridir. Eve dışardan gelenler kim olursa olsun, eski Türk kültür geleneğine bağlı kalarak ve dini motivasyonun da etkisiyle "Tanrı misafiri" kabul edildiği için, günün hangi saatinde olursa olsun tok olduğunu söylese de mutlaka sofra kurulur, en iyi yiyecekler ikram edilir, en iyi eşyalar kullandırılır, en iyi şekilde hizmet edilir.
TURİZM
HERACLEA SALBASE
Tavas ilçesi Vakıf Köyü bitişiğinde kalıntıları bulunmaktadır. Aphrodisias(Geyre) le çağdaş bir kenttir. Muhtemelen Hellenistik dönemde kurulmuş olmalıdır. Apollonia ile Aphrodisias antik kentleri arasındaki yol güzergahı üzerindedir. Adına sikke bastırılmıştır. Muhtemelen M.S. 5.yüzyıldan sonra diğer tüm antik kentler gibi kentin çevresi sur duvarları ile çevrilmiştir. Kalıntıları yer yer yüzeyde görmek mümkündür. Sur duvarları ile Vakıf Köyü arasında doğu/batı istikametinde uzanan oldukça tahrip edilmiş stadyum kalıntıları bulunmaktadır. Kentin en parlak çağı Roma dönemindedir. Bizans döneminde sehir nüfusu oldukça azalmıştır. Malazgirt meydan savaşından sonra Türklerin eline geçmiştir. Türklerin yöreye geldiği zaman küçük bir köy haline gelmiştir. Halen yıkıntıların yanında Vakıf Köyü bulunmaktadır. Tavas´ 9 km. uzaklıktadır. Bugün tamamen izi silinmek üzere bulunan bu eski çağın antik şehrin depremden bu hale geldiği tahmin ediliyor.
APOLLONİA
Bu antik eski çağ şehri de Tavas ilçe sınırları içinde olup Medet köyü yakınlarındadır. Bu gün bu şehirde kaybolmayan su kemerleri,şehir kalesi ve yerleşim yerine ait izlere raslanmaktadır. Apollonia batıda Tabae yolu ile Karya´ya Tavas yolu ile Frigya Aphrodisias yolu ile Likya bölgesine açılır. Apollonia kentinin kuruluşu bilinmemekle birlikte höyük yerleşimi eski tunç çağına kadar inmektedir. Adına Hellenistik çağdan aldığı, Roma döneminde en geniş yerleşim sahasına sahip olduğu yüzeydeki kalıntılardan anlaşılmaktadır. Höyük tepesinin güneyinde yer alan kayalık alan üzerinde Apollonia antik kentinin Nekropolü bulunmaktadır. Kayalara oyulmuş sanduka tipi mezarlar ile pişmiş topraktan yapılmış tuğla mezarlar ve küp mezarlar olmak üzere üç çeşit gömü şekli vardır.Köy içinde bulunan caminin temelleri Apollon mabedinin temelleri üzerine yapılmıştır.Kesme blok taşlardan yapılmış olan güney duvarı temelleri yüzeyde görülebilmektedir.
HERACLEA HİERON
Eski çağ eserlerinden ve daha çok Roma tarzında olan bu şehir kalıntısı Kızılcabölük kasabası 2 km kuzey doğusunda yer almakta olup, tapınak yeri ve bazı kısımları haricindeki yerler tamamen yıkık durumdadır. Kuzey güney doğrultusunda uzanan höyük tepesi üzerinde yer alan kalıntılar büyük boyutlu taşlar üzerinde olup, Roma döneminde yaşamış önemli bir kişiye ait anıtsal bir mezar yapısına ait kabartmalardır.Kabartmaların konuları Artemis Apollon Heracles Dionysos menadlar Nehir tanrısı Tmolos Pan vb. dir. Uslup olarak Roma dönemine aittirler. Müze müdürlüğü tarafından 1994-95-96 yıllarında kazı yapılarak düzenleme çalışmaları yapılmıştır.Kabartmalar tel örgü içine alınmış,ışıklandırması gerçekleştirilmiştir.
SEBASTAPOLİS
Tavas İlçesinin 19 km güneyinde bulunan Kızılca Kasabası´nın iki km doğusunda yer almaktadır.Anıtsal yapıların ve antik kent dokusunun bulunduğu yerler erozyon sebebiyle örtülmüş ve tarım arazileri haline gelmiştir. Yüzeydeki izler Roma ve Bizans karakteri göstermekte Aphrodisias Heraclea Salbace Apollonia ile çağdaştır. Muhtemelen kent ortasında olduğu kabul edilen höyük tepesi kentin Akropoludür. Eski tunç yerleşimi olduğu tahmin edilen höyük tepesi üzerinde duvar kalıntısı yer almaktadır.Höyük tepesinin yaklaşık 250-300 metre kuzeyinde 60X150 metre ebatında tarım yapılarak tahrip edilmiş yüzeyde bir kaç basamağı görülen stadion bulunmaktadır. Kentin doğusunda Akropolden 1,5 km mesafedeki yolun iki tarafından lahit ve podyumlar yer almaktadır.Lahitler Roma devri karakterinde olup Aphrodisias tipi tabir edilen lahitlerdendir.
BARZA
Tavas´a bağlı Yorga köyü sınırları içerisinde bulunan bu şehir kalıntısı da Roma devrine aittir.Yıkık durumdadır.1945 yıllarında bir Alman bilim adamı incelemiş ve büyük yerleşim yeri olduğunu saptamıştır.
ALTINOVA (Tilkilli) HÖYÜĞÜ
Tilkilli höyüğü yeni adı Altınova olan köyün güneyinde köy mezarlığının içindedir.Bu höyükten çok az eser kalmıştır.
SU KEMERLERİ
Tavas ovasının batısında derin bir vadiden akan Yeni dere çayı,ovamızdaki Solmaz çayı,Kırkpınar çayı ve Medet,Garipköy ve Ulukent´ten gelen su kaynakları ile beslenir.Yeni dere çayından,eski çağlarda ilçemize komşu yerde kurulan Afrodisias ( Geyre ) ovasını sulamak için o çağlarda yer altından su kemerleri ile adı geçen ovaya su akıtılmıştır. Bu su kemeri Tavas´a bağlı Yahşiler köyünün Kızılköy mahallesi Yeni Değirmen mevkiinden Yeni dere çayı setlenerek yapılmış ve kemer bugün hala sağlam,bazı yerleri çökük olmasına rağmen ayakta durmaktadır.Bu kemerin yer altı uzunluğu 14 km ye yakındır.
KEÇELİLER HÖYÜĞÜ
Tavas ilçesi Keçeliler köyü sınırları içinde Tavas Kale karayolunun 600 metre kuzeyinde yüksekliği 7-8 metre bulan basık bir tepe görünümündedir.Höyük Prehistorik dönemlerde kullanılan yerleşim alanlarındandır.
BADEM BELENİ TÜMÜLÜSÜ
Tavas İlçesi Hırka Köyü´nün Badem Beleni (kayadibi) yöresinde bulunmaktadır. Yığma tepe şeklinde olan tümülüs Frig geleneğinin devamıdır.
TAVAS SOFULAR KÖYÜ CAMİİ
Cami tek mekanlı,ahşap bir yapıdır. Altı sütun üzerine oluşturulan bir son cemaat yeri mevcuttur. 31.10.1946 yılında bitirilerek hizmete açılan caminin içinde mihrap duvarı hariç, camiyi çevreleyen ahşaptan kadınlar mahfili bulunmaktadır. Ahşap tavanda, ortada aynalı ve içi içe geçen yıldız motifli tavan göbeği yer almaktadır. Duvarlarda eski yazı rozetler, mihrapta ise perde motifi yer almaktadır.
OVACIK KÖYÜ ÇARŞI CAMİİ
Tavas ilçesi, orta mahalle,basmacılar sokakta bulunan Himmet oğlu Hacı Hasan Vakfı adına kayıtlı çarşı camii, kareye yakın dikdörtgen planlı,içten ahşap tavan, dıştan kiremitle kaplı beşik çatı ile örtülüdür. Caminin kuzeyinde iki katlı ahşap son cemaat yeri ve kuzey batı köşede kare kaideli köşede silindirik gövdeli taş malzeme örgülü minarenin kapısı üzerinde H.1227 (M.1860) tarihli üç satırlık kitabesi bulunmaktadır